Anne babalara yönelik çocuk ve ergenlerle doğru iletişim yolları, faydalı bilgi ve öneriler içeren bir blog
5 Mart 2013 Salı
ÇOCUKLARIN OKUL SORUNLARI İÇİN EBEVEYNLERE ÖNERİLER------------------- Çocuğunuzun öğretmeni ya da rehber öğretmeni okulda yaşanan sorunlar için sizi okula davet etti. 1. İpucu: Bu sorunun yaşanıyor olması sizinle ilgili değil. Olabildiğince kişisel duygularınızı kenara koyup soruna odaklanmaya çalışın. Önemli olan öğretmen hakkında ne hissettiğiniz de değil. Önemli olan çocuğunuzun sorununun çözülmesi. Okulu suçlamak yerine çözüme odaklanın. 2. İpucu : Konuşmaya okulu ya da öğretmeni suçlayarak başlamanın genellikle bir yararı olmayacaktır. Mümkün olduğu kadar, okul yöneticileri ve öğretmenler ile birlikte çalışmaya özen gösterin. Benim düşünceme göre, başarı oluşturmak için tek yol okul ile ortak olmaktır. Eğer gerçekten çocuğunuzun öğretmeni ile mücadele ediyorsanız, muhatap olmak için bir başkasını bulun.Bu bir rehber öğretmen, okul sosyal hizmet uzmanı, hatta bir antrenör olabilir. 3. İpucu: Okul ile düzenli iletişim kurun. Mümkünse evde çocuğunuzla ve ödevleriyle daha çok ilgilenin. 4. İpucu: Çocuğunuzda herhangi bir davranış bozukluğu ya da öğrenme güçlüğü olup olmadığını okuldaki uzmanların da desteğiyle öğrenin. Profesyonel yardıma ihtiyaç varsa okul rehber öğretmeninin önerilerine uyun. 5. İpucu: Çocuğunuzun yanında kesinlikle öğretmenleri hakkında olumsuz düşüncelerinizi paylaşmayın. Unutmayın, yaşananlar nedeniyle çocuk öğretmeninden nefret etmeye zaten hazır durumdadır. Bu şekilde hareket edersek durum daha da kötüleşebilir. Ayrıca, öğretmenlerin gerçekten zor bir işi olduğunu da unutmamanız gerekir. 6. İpucu: Genellikle bir okul sorunu yüzünden okula davet edilmek korkutucudur. Genellikle ebeveynlerin verdiği ilk tepki ise kabullenmek ve çözüm aramak yerine sisteme tepki göstermek olur. Unutmayın, bu tepki ve direnç süreci uzatmaktan başka bir işe yaramaz. Çocuğunuza ancak ön yargılarınızdan sıyrılırsanız yardımcı olabilirsiniz.
Çocuklarda Uyku Bozuklukları ve Tedavi Önerileri--------------------- Çocukların ve ergenlerin günde en az dokuz saat uyuması gerekir. Uyku sorunları ve uyku eksikliği ise ders dışı etkinlikler yanı sıra , çocukların okul performansı ve sosyal ilişkileri üzerinde de olumsuz etki bırakmaktadır. Çocuklarda Uyku Sorunları belirtileri Çocuğunuzun uyku sorununu aşağıdaki belirtilerden herhangi birini gösteriyorsa doktorunuza başvurmanızda fayda vardır: -Uyku sırasında solunumun duraklaması -Uykuya dalmada zorluk -Gece boyunca uyku ile ilgili sorunlar -Gündüz performansında açıklanamayan azalma -Uyurgezerlik ya da kabuslar gibi uyku sırasında anormal durumlar... Çocuğunuzun uyku verimini artırmak için ipuçları: -Hafta içi ve hafta sonu uyku saatlerinin çok farklı olmamasına dikkat edin. Düzeninin bozulmaması faydalıdır. -Sıcak bir banyo ya da bir hikaye okuma gibi dinlendirici etkinliklerle yatmadan rutin oluşturun. -Mümkünse uyumadan önce yiyecek yememelerini ve kafeinli içecek içmemelerini sağlayın. -Yatak odasının rahat olduğundan emin olun. -Evde gürültü seviyesinin düşük olduğundan emin olun.
3 Mart 2013 Pazar
2 Mart 2013 Cumartesi
Günün Kitap Önerisi:Gerçekten Beni Duyuyor Musun?
Leyla Navaro'nun bu kitabı Remzi Kitabevinden çıkmış. İletişim ile ilgili en güzel türkçe yayınların yazarı Doğan Cüceloğlu'nun dışında anne ve babaların doğru iletişim yöntemleri öğrenebilecekleri sayılı türkçe kaynaklardan biri... Etkili iletişimin ve dinlemenin gücünü anlatan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Mutlu kalın!
1 Mart 2013 Cuma
SBS-LGS-KPSS _İÇİNDEN ÇIKILAMAYAN SINAV KABUSU- SINAV KAYGISI------------
İçinde yaşadığımız toplumda yıllardan beri herkesin bir şekilde yaşadığı bir kabustur sınavlar. Maalesef vardır. Sınav Gerçeği! Ebeveynler ve eğitimciler sürekli değişen sınav sistemlerini takip etmeye uğraşırken, zavallı çocuklarda kaygının içine battıkça batarlar. SBS , LGS, LYS, KPSS …. Sınavlar ülkemizde bitmez de bitmez…
İşler yolunda gitmediğinde çocuğun,gencin ve ailenin tüm hayatı etkilenir. Eğer psikolojik ve akademik açıdan sağlam bir temel sağlanamamışsa, çocuğun sınav kaygısı yaşama riski de yüksektir.
Sınav kaygısına yol açan nedenler araştırılmalı ve çözümü için uğraşılmalıdır. Hiç endişe ya da kaygı olmaması da normal değildir. Bir miktar kaygı gerekli ve faydalıdır. Öğrencinin daha dikkatli ve hırslı olmasını sağlar. Ancak bu endişe çocuğun aşırı bedensel tepkiler vermesine, mide bulantılarına, baş dönmelerine, bildiklerini unutmasına yol açıyorsa işte bu tehlikeli dediğimiz sınav kaygısıdır.
Normal kaygıda genellikle sınav başladıktan sonra her şey yoluna girer. Çocuk sorulara dikkatini verir ve cevaplamaya başlar. Oysa ki endişe bozukluğuna yol açan sınav kaygısında çocuk sınav başladıktan sonra daha da kötüleşir. Gözleri kararır , soruları okuyamaz duruma gelir ve genellikle sınavı tamamlayamaz.
Sınav kaygısı sadece başarısız çocuklarda gözlemlenen bir durum değildir. Başarılı, sorumluluk sahibi, titiz öğrencilerde daha çok rastlandığı saptanmıştır.
Bu durumda anne ve babaların nasıl bir tutum içine girecekleri önemlidir. Özellikle mükemmeliyetçi be beklentileri yüksek aileler çocuklarının kaygı duymasına sebep olduklarının belki de farkında bile değildirler. Hatta maalesef çoğu anne baba kendi durumlarının bile farkında değiller. Yıllardan beri pek çok aile gördüm. Şurası bir gerçek ki,,, kişilerin kendi durumlarını objektif ve sağlıklı olarak değerlendirebilmeleri nadir olarak karşılaşılan bir durum.
Eğer ki, çocuğun psikolojik gelişiminde bir sorun olmuşsa, sınav kaygısının sebebi bu da olabilir. Çocuğun okul öncesi dönemde yaşadığı hep birinci ve önde olma isteği normal gelişim süreci içinde olgunlaşamamışsa, ilerleyen dönemlerde çocuk sınav kaygısı yaşayacaktır.
Sebebi her ne olursa olsun, sınav kaygısı mutlaka ele alınması gereken bir durumdur. Sebeplerinin etraflıca araştırılarak çözüme giden yolda gerekli çalışmaların yapılmaya başlanması gerekir.
28 Şubat 2013 Perşembe
Çocukların özgüvenlerini kazanmalarına nasıl yardımcı olabiliriz?
1 . Şu an birlikte olmanızın ve kıymetli varlıklarının ne kadar değerli olduğunu onlara yaşatın.
Her ne şartta olursa olsun onu sevdiğinizi hissettirin. Sevginizin yaptığı hata ya da doğrularlar, başarı ya da başarısızlıklarla ölçülemeyeceğini anlatın.
2 . Güvensizlik yaşayıp yaşamadığını takip edin.
Öz güvenli olmanın içten gelen bir olgunluk ve güven duygusu olduğunu bilin. Şımarıklık ve kendini beğenmişlik özgüven değildir.
3 . Sizin yardımınızla özgüven edinsin.
Gerçekçi olun. Aşırı suçlayıcı ve eleştirel yaklaşımdan kaçının ama onun hatalarını da görmezden gelmeyin.
4 . Yaratıcılıklarına destek olun.
Çocuğunuzun yeteneklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olarak, bunları kullanabilmesi için uygun ortamlar yaratın.
5 . Ortaya çıkardıkları her ürün için onları takdir edin.
Onunla sohbet edin. Okulda yaptığı bir çalışma ya da etkinlik ile ilgili görüş bildirin, takdir edin.
6 .Güvenli bir aile ortamı yaratmaya çalışın.
Demokratik bir aile ortamında herkesin birbiriyle samimi bir şekilde duygularını paylaşmalarını sağlayın.
7 . Çocuğunuza davranışlarınızla örnek olun.
Kendinden emin , kontrolünü kaybetmeyen ebeveyn tavrınızı yitirmemeye çalışın. İletişime önem verin.
Her ne şartta olursa olsun onu sevdiğinizi hissettirin. Sevginizin yaptığı hata ya da doğrularlar, başarı ya da başarısızlıklarla ölçülemeyeceğini anlatın.
2 . Güvensizlik yaşayıp yaşamadığını takip edin.
Öz güvenli olmanın içten gelen bir olgunluk ve güven duygusu olduğunu bilin. Şımarıklık ve kendini beğenmişlik özgüven değildir.
3 . Sizin yardımınızla özgüven edinsin.
Gerçekçi olun. Aşırı suçlayıcı ve eleştirel yaklaşımdan kaçının ama onun hatalarını da görmezden gelmeyin.
4 . Yaratıcılıklarına destek olun.
Çocuğunuzun yeteneklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olarak, bunları kullanabilmesi için uygun ortamlar yaratın.
5 . Ortaya çıkardıkları her ürün için onları takdir edin.
Onunla sohbet edin. Okulda yaptığı bir çalışma ya da etkinlik ile ilgili görüş bildirin, takdir edin.
6 .Güvenli bir aile ortamı yaratmaya çalışın.
Demokratik bir aile ortamında herkesin birbiriyle samimi bir şekilde duygularını paylaşmalarını sağlayın.
7 . Çocuğunuza davranışlarınızla örnek olun.
Kendinden emin , kontrolünü kaybetmeyen ebeveyn tavrınızı yitirmemeye çalışın. İletişime önem verin.
Çocuğunuza Sorumluluk Duygusunu Kazandırmak İçin;
· Çocuğunuz
için yaşına uygun sorumluluklar listesi hazırlayın ve uygulayın,
· Çocuğun seçim yapmasına izin verin,
· Onun adına düşünmeyin, onun adına iş yapmayın,
· Ona yardım edeyim derken sorumluluklarının gelişmesine engel olmayın,
· Çocuğunuzun size çok bağımlı olduğunu düşünüyorsanız koruyuculuktan vazgeçin,
· Hiç bir zaman çocuğunuzun sizin kadar sorumlu olmasını beklemeyin.
İlkokul çağı çocukları, oyun ve ders çalışmayı ödevlerini bitirecek şekilde dengelemekle sorumludur. Ergenlerin yeni kazandıkları ayrıcalıkları sorumlu bir şekilde kullanmaları beklenmektedir. Çocuklarımıza sorumluluk öğretmemiz çocukken bize kazandırılanlar ile ilgilidir.
Demokratik bir ortam yerine diktatörce eğilimlerin olduğu aileler sorumluluğu öğretmekte zorlanır. Çünkü ana babanın hakimiyeti o kadar fazladır ki, çocuğun bir şeyden sorumlu olmasına fırsat kalmaz. Aynı şekilde her şeyin serbest bırakıldığı aileler de sorumluluğu öğretemez. En işe yarar ortam ana babanın lider konumunda olduğu ancak ev işi ve benzeri alanlarda sorumluluğu paylaşma çabası gösterdiği demokratik ailelerdir.
Sorumluluğu öğretmek için sorumluluk vermeye istekli olmalısınız. Nutuk çekerek sorumluluk öğretemezsiniz. Bir ana baba olarak, biraz gerisinde durup bir şeylerin olmasına izin verme yürekliliğini göstermelisiniz. Sorumluluk aldıkça, olumsuz sonuçlarına katlandıkça ve olumlu sonuçları ödüllendirdikçe çocuğunuz sorumluluklarını öğrenir.
Sorumsuzluğunun sonuçlarına katlanmasına, yanında götürmediği ödevlerden sıfır almasına izin vermelisiniz. Ev işlerine yardım etmesi, zaman ve etkinliklerini planlaması, giyecek ve yiyecek seçimi yapması, çocuğunuza sorumluluk alma ve uygulama fırsatı verecektir. Yaşına uygun olarak küçük şeylerle sorumluluk vermeye başlayabilirsiniz.
· Çocuğun seçim yapmasına izin verin,
· Onun adına düşünmeyin, onun adına iş yapmayın,
· Ona yardım edeyim derken sorumluluklarının gelişmesine engel olmayın,
· Çocuğunuzun size çok bağımlı olduğunu düşünüyorsanız koruyuculuktan vazgeçin,
· Hiç bir zaman çocuğunuzun sizin kadar sorumlu olmasını beklemeyin.
İlkokul çağı çocukları, oyun ve ders çalışmayı ödevlerini bitirecek şekilde dengelemekle sorumludur. Ergenlerin yeni kazandıkları ayrıcalıkları sorumlu bir şekilde kullanmaları beklenmektedir. Çocuklarımıza sorumluluk öğretmemiz çocukken bize kazandırılanlar ile ilgilidir.
Demokratik bir ortam yerine diktatörce eğilimlerin olduğu aileler sorumluluğu öğretmekte zorlanır. Çünkü ana babanın hakimiyeti o kadar fazladır ki, çocuğun bir şeyden sorumlu olmasına fırsat kalmaz. Aynı şekilde her şeyin serbest bırakıldığı aileler de sorumluluğu öğretemez. En işe yarar ortam ana babanın lider konumunda olduğu ancak ev işi ve benzeri alanlarda sorumluluğu paylaşma çabası gösterdiği demokratik ailelerdir.
Sorumluluğu öğretmek için sorumluluk vermeye istekli olmalısınız. Nutuk çekerek sorumluluk öğretemezsiniz. Bir ana baba olarak, biraz gerisinde durup bir şeylerin olmasına izin verme yürekliliğini göstermelisiniz. Sorumluluk aldıkça, olumsuz sonuçlarına katlandıkça ve olumlu sonuçları ödüllendirdikçe çocuğunuz sorumluluklarını öğrenir.
Sorumsuzluğunun sonuçlarına katlanmasına, yanında götürmediği ödevlerden sıfır almasına izin vermelisiniz. Ev işlerine yardım etmesi, zaman ve etkinliklerini planlaması, giyecek ve yiyecek seçimi yapması, çocuğunuza sorumluluk alma ve uygulama fırsatı verecektir. Yaşına uygun olarak küçük şeylerle sorumluluk vermeye başlayabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Çocuklarda soyut düşünme, felsefik yaklaşımlar gösterme 12 yaşından önce mümkün olmuyor . Piaget nin “soyut işlemler dönemi” olarak adlandır...
-
İyi niyetli ve yardımsever bir arkadaşımla bir gün doğada gezinirken, kozasından çıkmaya çabalayan bir kelebek gördük. Kelebek kozanın lif...
-
Merhaba sevgili anne babalar. Bugünkü konumuz ev ödevleri ... Ev ödevi , çocuğun okul saatleri dışında evinde yapması için öğretmenleri tar...
Bu Blogda Ara |