28 Şubat 2013 Perşembe


Dikkat Sorunu Yaşayan Çocuklarımıza Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
. Dikkatin dağılmasına neden olan ve konsantrasyon gücünü azaltan olumsuz dış etkenlerin azaltılmasını sağlayabilirsiniz. Bunu öncelikle çocuğunuzu çalışma odasında bazı düzenlemeler yapmasını teşvik ederek gerçekleştirebilirsiniz.
· Çocuğunuza, dikkat gerektiren faaliyetlere, öncelikle hoşlandığı faaliyetlerle başlamasını önerebilirsiniz.
· Özellikle sınava hazırlanma, ödev yapma, konuları tekrar etme gibi dikkat gerektiren faaliyetlere başlamadan önce, çocuğunuzun hedef belirlemesinde yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, çalışmalarından ne elde etmek istediğini, ne yapacağını ve ne kadar sürede gerçekleştireceğini sorarak bunu sağlayabilirsiniz.  
· Çalışmaya başlamakta güçlük çekiyorsa, yapacağı çalışmalar hakkında konuşmanız, onun kaygılarını, endişelerini anlamanıza yardımcı olacaktır.
· Çalışmalarını sürdüremiyorsa, çalışma ile ilgili hedeflerin kolay ve ulaşılabilir küçük hedeflere dönüştürülmesine katkıda bulunabilirsiniz.
· Ders yükü arttıkça, çalışılacak süre uzadıkça çocukların dikkat ve konsantrasyon güçleri zayıflayacaktır. Bunun için çocuğunuzun planlama becerisi kazanmasına yardımcı olabilirsiniz.
· Çocuğunuzdaki dikkat ve konsantrasyona ilişkin olumlu gelişmeleri fark edebilir ve bunu onunla paylaşabilirsiniz.
· Çocuğunuz belli bir alanda (örneğin bilgisayar oyunları, TV izleme) kolayca dikkatini toplayabiliyor ve konsantre olabiliyorken, diğer alanlarda sorun yaşıyorsa (örneğin akademik çalışmalarda), bu durumda istediği ve tercih ettiği durumlarda bunu başarabildiğini kendisine hatırlatabilirsiniz.
· Konsantrasyon ve dikkati sağlamada bir diğer önemli husus, yapılan işle ilgili olumlu düşüncelere yer verilmesidir. Çocuğunuzun sorun yaşadığı alanlarla ilgili olarak, olumlu düşünceler edinmesine yardımcı olabilirsiniz.
· Konsantrasyonun temeli, birden çok şeyi bir arada yapmak yerine, tek bir şeyle ilgilenmek, aynı anda tek iş yapmak, tek bir konuyla ilgilenmektir. Onu bu yönde davranması için teşvik edebilirsiniz.
· Çocuklarınızın dikkat ve konsantrasyon becerisini artırabilmek için, günlük gazetelerde yer alan köşe yazılarından birini okuyarak yazıda yer alan “b,c,d,g” harflerini işaretlemesini önerebilirsiniz.
· Gazetelerin cumartesi ve pazar eklerinde verilen “farklılıkların bulunması”, “kelime avcılığı”, “sayı avcılığı” gibi bulmacalarla ilgilenmesini özendirebilirsiniz.
· Yaşına uygun puzzle tarzı etkinliklerle ilgilenmesini teşvik edebilirsiniz.
· Çocuğunuzla açık ve etkili iletişimler kurarak onun duygusal açıdan rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
Çocuğumuzun Dikkat Sorunu Olup Olmadığını Anlayabilir miyiz?------------------ Genellikle;
1. Dikkatini ayrıntılara veremiyor, okul ödevlerinde, sınavlarda ve diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapıyorsa,
2. Üzerine aldığı görevlerde ya da oyunlarda dikkatini sürdürmekte güçlük çekiyorsa,
3. Onunla konuştuğunuzda dinlemiyormuş gibi görünüyorsa,
4. Yönergeleri izleyemiyor, okul ödevlerini ya da ufak tefek işlerini tamamlayamıyorsa,
5. Uzun süreli zihinsel uğraş gerektiren etkinliklerden kaçınıyorsa,
6. Oyuncaklarını, ödevlerini, kalemlerini, giysilerini vb. kaybediyorsa,
7. Dikkati dış  uyaranlarla kolaylıkla dağılıyorsa,
8. Unutkanlık gösteriyorsa ve
9. Yapması gereken bir faaliyete başlamakta zorlanıyorsa dikkat sorunundan söz edilebilir.  
GÜZEL SÖZLER, HİKAYELER--------------------------------------------------------------
OLUR YA UNUTURSAK

Yağmurlu ve soğuk bir kış günü,yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.
"Eski gazeteniz var mı, bayan?"
Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim,ama ayaklarına gözüm ilişince sustum.İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi.
"İçeri girin de size kakao yapayım." dedim.
Hiç konuşmuyorlardı.Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı.Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururkenben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım
işleriyapmaya koyuldum.Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti.Bir  an kafamı uzattım içeriye küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü ve  "Bayan, siz zengin misiniz?" diye sordu.
"Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu,gözlerim bir an
ayağımdaki eski terliklere kaydı.Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve "Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi.
Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa.Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu.Teşekkür etmekten daha öte bir şey  yapmışlardı.Düz mavi fincanlarım  ve fincan tabaklarım takımdı.Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.
Sıcacıktı patatesler.Başımızı sokacak evimiz vardı.Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi,bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi.Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim.Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala.Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu. Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu... Ben unutmayacağım.

Dosttan gelen bu nefis öyküye yakışan nefis bir Arap Özdeyişi:
"Ayakkabım yok diye üzülüyordum;ta ki ayaksız bir insan görene kadar.".. 



ÇOCUKLARIMIZA SORUMLULUK DUYGUSUNU KAZANDIRMAK...
Sorumluluk; başkalarının haklarına saygı göstermek ve kendi davranışının sonuçlarına sahip çıkmaktır.
Sorumluluk sahibi çocuklar:
· Kendi kararlarını verebilen,
· Karar alırken ellerindeki kaynakları kullanabilen,
· Değer yargılarını gözeten,
· Bağımsız davranabilen,
· Kendine güvenli,
· Başkalarının haklarını çiğnemeden kendi ihtiyaçlarının karşılayabilen çocuklardır.
Sorumluluk erken çocukluk yıllarından başlayarak çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun görevler vermekle gelişmeye başlar. Örneğin üç yaşındaki çocuğunuz çamaşır işinde size yardımcı olmak istiyor.  Ama inanın, 13-14 yaşlarında bu işleri yapmak istemeyecektir.  Bu yüzden bu deneyimi eğlenceli hale getirerek ona yardım etmeyi öğretin.  Böylece işbirliği alışkanlığını kazandırır ve sorumluluk duygusunu geliştirirsiniz.
Sorumluluk Kazandırmanın Yaşı
Sorumluluk kazandırmanın en uygun olduğu belli bir yaş yoktur, ama çocuğun kendi başına bir işi yapmaya istekli ve hazır olduğu zamanlar vardır, bu zamanlarda ona gerekli imkanlar hazırlanmalıdır.  Bu gelişim sürecinde size yardımcı olacak bazı öneriler:
· Çocuğunuzun gelişen ilgi ve yeteneklerini izleyin ve o yetenekleri erken yaşta destekleyin.
· Çocuğunuzun başarıları karşısında gururlandığınızı gösterin.
· Çocuğunuzun bir şeyi doğru yapmadığı zaman ortaya çıkan doğal sonuçlara katlanmasına izin verin.
Yaş ne olursa olsun sorumluluk almayı öğrenmek, üç alanda kabul edilebilir davranışlar sergilemek anlamına gelir:
1.      Kurallara uyma,
2.      Sağduyu kullanma,
3.      Başkalarına ve onların sahip olduklarına karşı saygı ve özen gösterme.
Sorumluluğu öğrenmek de diğer beceriler gibidir, çocuk ne kadar çok denerse, bu konuda o kadar başarılı olur.  Bunun için öncelikle evde bazı sorumluluklara sahip olması, onun okuldaki sorumluluklarını da üstlenmesine yardımcı olur.
“Sürekli sorumsuz davranan çocuklar, anne babaları tarafından sorumlu davranmalarına izin verilmeyen çocuklardır.”
Sorumluluk kazandırmak için;
· Çocuğunuz için yaşına uygun sorumluluklar listesi hazırlayın ve uygulayın,
· Çocuğun seçim yapmasına izin verin,
· Onun adına düşünmeyin, onun adına iş yapmayın,
· Ona yardım edeyim derken sorumluluklarının gelişmesine engel olmayın,
· Çocuğunuzun size çok bağımlı olduğunu düşünüyorsanız koruyuculuktan vazgeçin,
· Hiç bir zaman çocuğunuzun sizin kadar sorumlu olmasını beklemeyin.
İlkokul çağı çocukları, oyun ve ders çalışmayı ödevlerini bitirecek şekilde dengelemekle sorumludur.  Ergenlerin yeni kazandıkları ayrıcalıkları sorumlu bir şekilde kullanmaları beklenmektedir.  Çocuklarımıza sorumluluk öğretmemiz çocukken bize kazandırılanlar ile ilgilidir. 
Demokratik bir ortam yerine diktatörce eğilimlerin olduğu aileler sorumluluğu öğretmekte zorlanır.  Çünkü ana babanın  hakimiyeti o kadar fazladır ki, çocuğun bir şeyden sorumlu olmasına fırsat kalmaz.   Aynı şekilde her şeyin serbest bırakıldığı aileler de sorumluluğu öğretemez.  En işe yarar ortam ana babanın lider konumunda olduğu  ancak ev işi ve benzeri alanlarda sorumluluğu paylaşma çabası gösterdiği demokratik ailelerdir.
Sorumluluğu öğretmek için sorumluluk vermeye istekli olmalısınız.  Nutuk çekerek sorumluluk öğretemezsiniz.   Bir ana baba olarak, biraz gerisinde durup bir şeylerin olmasına izin verme yürekliliğini göstermelisiniz.  Sorumluluk aldıkça, olumsuz sonuçlarına katlandıkça ve olumlu sonuçları ödüllendirildikçe çocuğunuz sorumluluklarını öğrenir.
Sorumsuzluğunun sonuçlarına katlanmasına, yanında götürmediği ödevlerden sıfır almasına izin vermelisiniz.  Ev işlerine yardım etmesi, zaman ve etkinliklerini planlaması, giyecek ve yiyecek seçimi yapması, çocuğunuza sorumluluk alma ve uygulama fırsatı verecektir.  Yaşına uygun olarak küçük şeylerle sorumluluk vermeye başlayabilirsiniz
ÇOCUKLARDA DOĞRU İNTERNET KULLANIMI
          Değerli anne – babalar,
      İnternet hepimiz için çok zengin bir bilgi içeriği sunmaktadır. Ancak çocuklarınızın interneti etkili ve güvenli bir biçimde kullanabilmeleri için bilgilendirilmeleri ve yönlendirilmeleri gerekmektedir. Aile-Çocuk İnternet Kullanım Sözleşmesi çocuklarınıza uzlaşmacı bir yolla kuralları öğretmeyi ve uygulatmayı amaçlamaktadır.


      AİLE ÇOCUK İNTERNET KULLANIM SÖZLEŞMESİ

      Bilgisayar ve interneti kullanmak istiyorum ve interneti kullanırken uymam gereken bazı kurallar olduğunu biliyorum.

1-     Ailemin benim güvenliğimi ve sağlığımı düşündüklerini biliyorum.Bu yüzden, bilgisayar ve internet konusundaki kurallara uymam konusunda ailemle işbirliği içinde olacağım. İnternetle ilgili yapmamı istedikleri bir şey olduğunda onların sözünü dinleyeceğim.

2-     Adımı, adresimi, telefon numaramı, okulumu, ailemin adını, adresini, telefon numarasını ya da başkalarının beni bulmasını kolaylaştıran herhangi bir bilgiyi (tuttuğum takım, gittiğim yerler vb.) internette tanıştığım kimseye vermeyeceğim.
3-     Aileme sormadan internet aracılıyla hiçbir şey satın almayacağım ve hiçbir kredi kartı numarasını vermeyeceğim.
4-     Ailemle konuşmadan internet aracılıyla sorulan sorulara cevap vermeyeceğim. Hiçbir form doldurmayacağım ya da hiçbir yarışmaya katılmayacağım. Ayrıca girdiğim sitenin bir güvenlik ilkesi olup olmadığını kontrol edeceğim. Verdiğim bilgilerin başkaları ile paylaşılmayacağı konusunda güvence verip vermediğine bakacağım. Aksi halde hiçbir şekilde kişisel bilgi vermeyeceğim.
5-     Bazı insanların kötü niyetli olabileceklerini ve benim yaşımda olmadıkları halde yaşıtım  gibi davranabileceklerini biliyorum. Bu nedenle internette tanıştığım kişileri aileme söyleyeceğim.Ayrıca yeni tanıştığım kişilerden aldığım mesajları aileme gösterecek ve onların onayı olmadan bu mesajlara cevap vermeyeceğim.
6-     İnternette hiçbir tartışmaya ya da kavgaya katılmayacağım. Eğer biri benimle tartışmaya ya da kavgaya yeltenirse, onlara cevap vermeyeceğim ve ailemi konudan haberdar edeceğim.
7-     Eğer hoşlanmadığım bir şeye rastlarsam ya da ailemin benim görmemden hoşlanmayacağını düşündüğüm bir şeye rastlarsam, geri tuşuna basacağım ya da oturumdan çıkacağım.
8-     Eğer bazı kişilerin söylememesi gereken bir şey söylediğine rastlarsam aileme söyleyeceğim.
9-     İnternetle ilgili konular hakkında hiçbir şeyi ailemden saklamayacağım.

10- Eğer birisi bana resim gösterirse, görmemem gereken bir siteyi ziyaret etmemi, yapmamam gereken bir şeyi yapmamı isterse ya da uygun olmayan bir dille konuşmamı önerirse ailemi durumdan haberdar edeceğim.
11- Ailemin haberi olmadan internette tanıştığım kimseyi telefonla aramayacağım.
12- Ailem yanımda olmadan ve onaylamadan internette tanıştığım kimseyle buluşmayacağım.
13- İnternette tanıştığım kimseye, ailemin izni olmadan hiçbir şey göndermeyeceğim.
14- Eğer internette tanıştığım birisi bana posta ile ya da bir kişi aracılığıyla, herhangi bir şey gönderirse aileme söyleyeceğim.
15- İnternette iyi bir dil kullanacağım ve nazik olacağım.
16- Sadece şaka yapıyor olsam bile kimseyi korkutmayacağım ya da tehdit etmeyeceğim.
17- Bilgisayarıma herhangi bir disk ya da internetten bir bilgi yüklemeden önce virüs  
      kontrolü yapacağım.
18- Ailem bana daha önce çok büyük bir tepki vermeyeceğine söz verdiği için, internet yüzünden başıma ne gelirse gelsin, onlara söyleyeceğim.

AİLELER İÇİN İNTERNET KULLANIM ÖNERİLERİ


1.      İnternetin, doğru kullanılmadığında zararlı olabileceği konusunda çocuklarınızı uyarın. 
Çocuklarınızın internet hakkındaki düşüncelerini ve bilgilerini günlük olarak takip edebilir, böylece yanlış bildikleri konuları düzelterek onları yönlendirebilirsiniz.

2-    İnternete bağlanmak için yalnız sizin bildiğiniz bir şifre kullanabilirsiniz. Böylece çocuklarınızın internete ne zaman bağlandıklarından haberdar olursunuz.
3-     Bilgisayarı çocuğunuzun odasına koymak yerine, herkesin sık kullandığı bir odaya yerleştirin. Böylece çocuğunuzun,uygun olmaya sitelere girmesine kolaylıkla engel olabilirsiniz.
4-     Beş yaşından küçük çocuklarınızın tek başlarına bilgisayar ve interneti kullanmalarına izin vermeyin. Bilgisayar ve internet kullanma saatlerini sınırlandırarak ve bu saatlerde çocuğunuza eşlik ederek, çocuğunuzun güvenliğini ve denetimini sağlayabilirsiniz.
5-     Çocuklarınızın interneti uygun kullanıp kullanmadıklarını, sık kullanılanlar ya da daha önce girilen sayfaların listesini kontrol ederek denetleyebilirsiniz.
6-     Çocuklarınız için uygun olmadığını düşündüğünüz bir siteye girdiyseniz, GEÇMİŞ bölümünden bu siteleri silebilir böylece çocuğunuzun daha sonra bu siteye ulaşmasını önleyebilirsiniz.
7-     Çocuğunuzun internette tanıştığı kişilerle, hiçbir şekilde telefonda konuşmaması ya da herhangi bir şekilde buluşmaması konusunda uyarınız.
8-     Eğer internet aracılığıyla çocuğunuzdan bilgi isteniyorsa, sitenin güvenli olup olmadığını mutlaka kontrol edin. Bu bilgilerin ne amaçla kullanılacağını öğrenin ve bu bilgilerin üçüncü şahıslara ulaştırılıp ulaştırılmayacağı konusunda bilgi edininiz.


ÇOCUKLARDA İNATLAŞMA İLE  BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI-----------------------------------
Çocuklarda inatlaşma her yaş döneminde görülür. Bağımsız birer birey olduklarının farkına varmaya başlamaları ve dünyayı keşfetme merakları bu inatlaşma sürecini tetikler. Çocuklar anne-babaları ve çevrelerindekiler ile ayırım yapmaksızın her zaman ve her konuda çatışmaya girebilirler. Çocukların bir inatlaşma nöbeti süresince fikir değiştirdiğine tanık olabilirsiniz. Bazen, neyi isteyip neyi istemediğini bile anlayamazsınız. Örneğin, acıkmıştır ama evdeki yemeği yememekte direnir, hamburger ister, hamburgerciye gidersiniz, ben bundan istememiştim ötekinden al diye tutturur, öteki menüden alırsınız başka bir bahane bulur vs. Birinizden biri yenik düşene kadar devam eder bu sürtüşme.
Çocuğunuzun inatlaşma dönemlerinde her iki tarafın da amaçlarını açıkça ortaya koymaya çalışın. Sizin amaçlarınız çok çeşitli olabilir; ona yemek yedirmek, bir oyuncakçının önünden geri çekmek, ablasının odasından çıkmasını sağlamak veya uyutmak. Onun ise tek bir amacı vardır; sizin dediğinizin tersini yapmak. Ancak bu şekilde size kendisinin bağımsız bir birey olduğunu, kendi tercihlerini kendisinin yapabildiğini kanıtlayacaktır. Pek çok anne-baba bunun farkında olmadığı için çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girer ve kendilerini de çocuklarını da yıpratır. Daha da kötüsü bazı çocuklar bunu bir alışkanlık haline getirirler, daha ileri yaşlara taşırlar ve/veya anne-baba bu çatışmalara çözüm olarak şiddete başvurmaya başlar. Kısacası çok küçük yaşlarda başlayan ve çocukların gelişiminde çok doğal olan inatlaşma, anne-baba ve çocuk arasındaki bir iletişimsizliğin başlangıç noktası olabilir ve bir kısır döngüyle son bulabilir.
Çocuğunuzla çatışmaya girdiğinizde yapmanız gerekenler şöyle sıralanabilir;
1. Her şeyden önce bu durumda soğukkanlılığınızı korumaya çalışın. Derin bir nefes alın ve içinizden "O sadece bir çocuk" deyin. Öfkeli bir tavır takınmayın, yumuşak ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterin. Kesinlikle başarısız olacağınızı aklınıza getirmeyin.
2. Sahada olmadığınızı ve futbol oynamadığınızı unutmayın; her ikiniz de kazanabilir, her ikiniz de amacınıza ulaşabilirsiniz. Amacınız ona, kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu ispatlamak değil, o anda elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalı.
3. İstediği şeyi neden yapamayacağınızı basit bir şekilde açıklayın ve bu açıklamayı yaparken mutlaka bu durumdan dolayı ne kadar üzgün olduğunuzu belirtin. Onun istediği şeyi sizin de istediğinizi ama koşulların buna izin vermediğini söyleyin. Duygularını paylaştığınızı bilmek onu hem rahatlatacak, hem de sizi ona karşı sürekli engeller koyan bir düşman olarak görmesini engelleyecektir.
4. Ona kararlı ve tutarlı, fakat mutlaka sevecen bir tavırla yaklaşın. Önce "hayır" dediğiniz bir şeye sonradan "evet" derseniz çocuğunuz bunu size karşı sürekli kullanmaya başlayacaktır. Başka zaman ve durumlarda da siz pes edene kadar da sizinle çatışmaya devam edecektir.
5. Ona gerekli açıklamaları yaptıktan, üzgün olduğunuzu söyledikten ve bu konuda kararlı olduğunuzu hissettirdikten sonra biraz zaman tanıyın. Bir süre sonra yeniden istediğini elde etmek konusunda sizinle inatlaşmaya başlarsa hiç tepki vermeyin. Birkaç denemeden sonra vazgeçecektir.
6. Çocuğunuz her şeye rağmen sizinle inatlaşmaya devam ediyorsa, dikkatini istediği şeyden başka bir noktaya çekmeye çalışın. Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek veya oyun vb. herhangi bir şey olabilir. Çocuğunuz sakinleşene kadar ilgisini çekebilecek değişik alternatifler deneyebilirsiniz. Bu küçük yaştaki çocuklarda daha çok geçerlidir. Ancak, okul yaşına kadar, hatta bazen daha sonrasında bile bu yöntemin yararını görebilirsiniz.
7. Çocuğunuza seçenek sunun, böylece onu bağımsız bir birey olarak tanıdığınızı, onun kararlarına saygı duyduğunuzu düşünecektir. Kendisiyle ilgili kararları verebildiğini ve onun seçimine öncelik tanındığını düşünerek inatlaşmaktan vazgeçecektir. Siz de makul bir kaç seçenekten birini kabul ettirebildiğiniz için kendinizi rahat hissedeceksiniz
ÇOCUKLARDA UYKU PROBLEMLERİ
Okul öncesi dönemde  genellikle çocuk uykuya dalma konusunda direnebilir. Ayrıca ilk kaygılı rüyalar da bu zorluğu arttırır. Bu dönemde yatmaya direnen çocuk çeşitli bahaneler bulur. Korktuğunu, yalnız yatamadığını söyleyerek anne baba ile yatmak isteyebilir, odasında gece bir ışık yakılmasını ister, bir oyuncak ya da yastık gibi uykuya geçişi kolaylaştıracak bir eşyaya sarılabilir, ilk bir yılda gördüğümüz davranışlardan olan parmak emme ile rahatlamaya çalışabilir ya da aileden birinin anlatacağı masala bağlanır. Dış ortamdaki koşulların uygunsuzluğu (gürültü, anne baba ile birlikte yatma, uyku saatinin düzensizliği), uygun olmayan dış baskılar (aşırı baskıcı anne babasına karşı otonomisini korumaya çalışan çocuk) ve sıkıntılı ya da çatışmalı bir ev ortamı bu geçiş dönemini bozar.
Çocuk rüyalardan ya hoşlanır ya da çoğu zaman bildirildiği gibi korku ile güçlü tepkiler sergileyebilir. Rahatsız edici rüyalar çocuk 3, 6 ve 10 yaşında iken en yoğundur. İki yaşındaki çocuğun rüyaları kovalanmak ya da ısırılmak ile ilgili olabilmekte, dört yaşında ise bazı hayvan rüyaları ile iyi ya da kötü insanlarla karşılaşılan rüyalar başlamaktadır. Beş ya da altı yaşlarında öldürme ya da yaralanma ile uçma, arabada olma ve belirgin hayaletlerin olduğu rüyalar vardır. Çocuklukta saldırgan rüyalar oldukça ender görülür, onun yerine çocuğun bağımlılığını yansıtan tehlikede olduğu şeklinde rüyalar görülür. Beş yaşına doğru çocuk o zamana kadar gerçek yaşantılar olduğuna inandığı rüyaların gerçek olmadığını fark etmeye başlar. Yedi yaşına gelinceye kadar çocuklar rüyaların kendileri tarafından yaratıldığını bilirler. Üç ile altıncı yaşlar arasındaki çocukların, anne babaları ile bağlantılarını sürdürebilmek, odalarını daha gerçekçi ve daha az korkutucu bir şekilde görebilmek için yatak odalarının kapısını ya da ışığını açmak istemeleri doğaldır. Zaman zaman çocuklar rüyalardan kaçmak için yatmaya gitmeyi reddedebilirler. Uykuya dalma güçlükleri genellikle rüya görmelerle bağlantılıdır. Uyku dünyasında iken gerçek dünyadan kopmamak için güvenliği sağlayan koruyucu yöntemlerin oluşturulduğu alışkanlıklar geliştirilir.
Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde uyuma ve uyku ile ilgili sorunların başında yatağa gidip uyuma konusunda direnme gelmektedir. Çocuk ağlar, yatırıldıktan sonra kalkar, anne baba ile uzun çekişmeler yaşar. Bu direnme kimi çocukta yatma korkusuna dönebilmektedir. Çocuk odasının ışığını açmakta, kapıyı aralık tutma, anne baba arasında ya da koltukta uyumaktadır. Uyumadan yatağına geçmez. Sıklıkla sıkıntılı rüyalar sonrasında ortaya çıkar. Çocukların uyku için yatağa gitmeden önce geliştirdikleri kendilerine özel yatma törenleri olabilmektedir. Bu törenler 3-6 yaşları arasında sıktır. Yastık, oyuncak gibi bir eşya olmalıdır. Ayrıca bir bardak su, şeker, aynı masalın anlatılmasını ister. Bunlar her zaman aynı şekilde olmalıdır. İlişkinin kesilecek olması kaygısıyla ortaya çıkan sıkıntının giderilmesine yönelik belirtilerdir.

Ev Ödevleri